Ailenin korunması yasaların ve toplumun sorumluluğundadır. Aile hukuku, toplumun çekirdeği olan aile yapısını korumak için bir takım kurallar oluşturmuştur.
Aile hukuku, eşler ve çocuklar arasındaki ilişkileri düzenler. Ayrıca toplumun aileye karşı olan davranışlarını da şekillendiren bir yapıya sahiptir.
Şurası bir gerçektir ki, toplumlarda aile yapısı bozulursa, toplumda bozulur. Huzuru bozulan bir toplumda yok olmaya mahkumdur.
Türk Medeni Hukukunun alt kolu olan aile hukuku, 3 ana ilke üzerine kuruludur. Bunlardan birisi evlilik hukukudur. Evlilik kurumu, ailenin başlangıcıdır. Sağlıklı evlilikler, sağlıklı aileler demektir. Bu yüzden evlenme şekilleri ve kuralları bu hukuk dalında açıkça tanımlanmıştır.
Hısımlık hukuku, birinci derecedeki akrabalık ilişkilerini ele alır. Vesayet hukuku da aile hukukun sonuncu ilkelerinden birisidir.
Ayrıca aile hukuku, aşağıdaki alt kollara ayrılarak detaylı bir şekilde tanımlanmıştır:
Aile içi şiddetinin önlenmesi adına devlet bir takım kanunlar çıkarmıştır. Bu kanunlarda koruma ve tedbir kararlarının alınması ve verilecek olan cezalar detaylı bir şekilde tarif edilmiştir.
Aile bireylerinin barınma hakları da yasalar tarafından koruma altına alınmıştır. Bu yüzden aile konutu şerhi konulması, kanunlarda bir kural olarak yerini almıştır.
Anlaşmalı boşanma davalarının şartları da, aile hukuku kapsamında değerlendirilebilir. Aile hukuku mevzuat kapsamında, anlaşmalı boşanma sözleşmesinin nasıl hazırlanacağı ve hangi şartlar altında dava konusu edileceği detaylı bir şekilde yer alır.
Çekişmeli boşanma davaları aile hukukunun en zorlu konularından birisidir. Bazı davalar çiftlerin durumundan dolayı uzun yıllar sürmektedir. Bu durumdan en çok da çocuklar etkilenir.
Çocuk haklarının korunması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi, aile hukukunun, ailenin yapısını korumaya yönelik hareket ettiğinin en önemli kanıtıdır.
Genel olarak ise aile içerisindeki her bir bireyin haklarının korunması amaçlanır.
Aile mahkemeleri, davalarda yetkili ve görevli mahkemelerdir.
Toplum sağlığının korunabilmesi için aile sağlığının korunması gerekir. Nasıl ki büyük bir şirket, yetenekli ve çalışan birçok kişinin birleşmesinden oluşur, aile de ortak amaç taşıyan bireylerin oluşturduğu bir kurumdur.
Her iki kurumda da bireylerin sorun yaşaması, bütünün sorun yaşaması anlamına gelir.
Bu yüzden Türk Medeni Kanunu, aile yapısını korumaya yönelik tedbirler alır. Mesela eşinin döven kişi için uzaklaştırma kararı çıkarır. Çocuklarına şiddet uygulayan ebeveynleri cezalandırır ve çocukları devlet korumasına alır.
Yasalarda olası sorunlar öngörülmüş, doğal yaşamın akışına göre düzenlenmiş ve belirli kurallar ortaya çıkmıştır. Kurallara uymayan kim olursa olsun cezalandırılır ve böylece caydırıcı bir mekanizma ortaya çıkmış olur.
Suç işleme niyeti olan kişi ya da kişiler verilen cezalar karşısında bir kere daha düşünürler ve suç işlemekten vazgeçerler.
Türk medeni kanunu, aile kurumunu korumak adına, Türk gelenek ve göreneklerini de esas alır. Çünkü gelenek ve görenekler, toplumun en önemli değerleridir ve toplum bu değerlere göre yaşamını sürdürür.
Aile kurumunu korumaya yönelik kurallar belirlenirken de, toplumun yapısı ve gelenekleri esas alınır. Mesela Amerika geleneklerine göre kurallar belirleyip, bu kuralları Türk toplum yapısına uyarlayamazsınız. Çünkü Amerikan toplumunun yaşamı ve değer yargıları farklıdır.
Aile hukuku sistemi ile ilgili mevzuat bilgilerine, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.4721.pdf bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.