Tarih boyunca suç ve ceza kavramları yan yana olmuştur. İnsanlar birçok yasa çıkarmış ve suça engel olmak istemişlerdir. Günümüzde de ceza hukuku, aynı amaca hizmet etmektedir ve daha huzurlu bir toplum için çalışmaktadır.
Türk ceza hukuku, genel ve özel olmak üzere iki farklı kategoride karşımıza çıkmaktadır. Özel ceza hukukunda, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde işlenen suçlar ve bu suçlara verilen cezalar konu edinilir.
Genel ceza hukukunda ise suç kavramı maddi ve manevi olarak tanımlanır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, suç unsurlarını ve bunlara verilecek olan cezaları açıkça tanımlar. Özellikle yasanın 2. Maddesi suç unsurlarını detaylı bir şekilde tanımlar. Yasalarımızın özelliklerinden birisi de, tanımlanmayan eylemlerin suç olmadığıdır. Yani yasada suç olarak tanımlanmayan hiçbir eylen suç değildir ve cezalandırılmaz.
Ceza hukuku özelliklerinden birisi de; “Kusursuz Ceza Olmaz” ilkesidir. Bu ilkenin anlamı şudur: Kişi ya da kişiler işledikleri suç oranında ceza alırlar. Mesela hırsızlık yapan bir kişiye, ömür boyu hapis cezası verilmez.
Ceza kanununda kıyaslama ile cezalandırma yoktur. Yani her suç, kendi içerisinde farklıdır ve farklı cezalara muhataptır. Bu ilkenin mantığı, işlenen suçların kendi içlerinde farklı olmasıdır. Yani yasada açıkça suçun tanımı yer alsa da, kişinin bulunduğu yer, olayın oluş şekli ve tahrik gibi unsurlar, suça verilecek olan cezayı değiştirir. Önemli olan suçun niteliğidir.
5237 sayılı ceza kanununda maddi ceza; suçu oluşturan unsurların hangileri olduğunu tanımlar. Suçun nelerden meydana geldiğini ve bu suçlara verilecek olan cezaları detaylandırır.
Dünyanın neresine giderseniz gidin, hangi toplumda yaşarsanız yaşayın göreceksiniz ki, kusursuz suç ya da ceza yoktur. Ülkemizdeki yasalarda da durum aynıdır. Kişi ya da kişiler suç işlediklerinde, mahkemede suçun kasıtlı olarak işlenmediği anlaşılırsa, kişi ya da kişiler ya hiç ceza almazlar, ya da cezaları hafifletilir.
Bu durum, manevi suç unsuru olarak adlandırılır.
Türk Ceza Kanunu hakkında bilgi almak için, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5237&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 bağlantısını ziyaret edebilirsiniz.
Ceza hukuku ilkeleri doğrultusunda ve ilgili yasalar nezdinde, müvekkillerimizi temsil ediyoruz. Ceza davalarını açıyor ve süreci sonuna kadar takip ediyoruz. Davalarda en önemli unsur, delillerin toplanmasıdır. Herhangi bir suçu dava konusu yapmadan önce, suçun maddi delillerini mahkemeye dilekçe ekinde sunmanız gerekir.
Alanında uzman ve deneyimli avukatlarımızla ve müvekkillerimizin de yardımıyla, suç delillerini tamamlıyor ve dava dilekçesinin ekinde ilgili mahkemeye sunuyoruz.
Savcının yaptığı iddianameyi inceliyor ve gerektiğinde itiraz ediyoruz. Haksız tutuklama eylemlerine itiraz ediyoruz. Eğer hukuksuz sorgulama söz konusu ise itiraz ederek, müvekkilimizin haklarını koruyoruz.
İlk derece mahkemelerinde, müvekkilimiz aleyhine karar çıkmışsa, istinaf ve Yargıtay süreçlerinin başlamasını sağlıyoruz. Bu süreçlerde de müdahil sıfatıyla müvekkillerimizi temsil ediyoruz.
İnfaz hukuku başta olmak üzere, tüm ceza hukuku konularında danışmanlık hizmeti veriyoruz. Ayrıca arabuluculuk hizmetinin geçerli olduğu durumlarda, tarafları bir araya getiriyor ve anlaşmalarına yardım ediyoruz.
Ceza hukukunun dayandığı kanunlar aşağıda sıralanmıştır:
Suç unsuru ve türüne göre yargılama makamları farklılık gösterir. Ceza hukukunda ise aşağıdaki mahkemeler görevli ve yetkilidir: